Kavılca (Kavlıca, Kablıca, Gernik)
Sayfanın sonunda size bir sürprizimiz var
Hackel adlı
araştırıcının yapmış olduğu sınıflandırmaya göre Kılçıklı buğday, cilalı buğday
Poullard Buğdayı, klüp buğdayı, makarna buğdayı, ekmeklik buğday (yaygın
kullanılan), Lehçe Buğdayı ve Emmer (kavılca,gernik) buğdayı olarak buğdayın
sekiz çeşidinin olduğu bildirilmiştir.
Bunlar arasında
en eski buğdaylardan biri olarak kavılca buğdayı karşımıza çıkmaktadır.
Antik buğday
olarak da bilinen kavılca, Yakındoğu’da ilk evcilleştirilen kılçıklı buğday
çeşitlerinden biridir. İtalya’da Farro olarak adlandırılır. Anadolu’nun bazı
yerlerinde kablıca olarak da bilinen buğdayın en önemli özelliklerinden biri de
hem sıcak hem de soğuk iklimlerde yetiştirilebilmesidir. Kabuklu bir buğday
türü olan kavılca, hasadı kolay olmayan bir hububattır.
Latince terminolojide Triticum dicoccum olarak tanımlanan
kavlıca, dünyada
zamanda "Nişasta Buğdayı",
"Pirinç Buğday" veya "İki taneli ve Kavuzlu bir buğday olarak da tanımlanabilmektedir. Babil, tüm ilk Akdeniz
uygarlıkları ve Avrupa tarafından başka
türleri de yetiştirilmektedir. Yine İtalya, İspanya, Almanya, İsviçre ve Rusya’nın dağlık alanlarda
yetiştirilebilmektedir. Kuru toprakta büyüyen kavılca, Rusya'dan ABD'ye götürülmüş,
orada canlı hayvan ve kahvaltı gıdalar
için deneysel ve ıslah çalışmalarında kullanılmıştır.
Vahşi türü de bulunan kavılcanın İtalya, Fas, Çek, Slovak
dağlarında, Etiyopya’da, Amerikada (özel alanlarda) yetiştirildiği
bildirilmektedir.
Kavılca Şifalı
ve besin değeri yüksek bir hububat olup, çatal siyez, gernik ve emmer gibi
adları ile de bilinmektedir. Binlerce yıldır özellikle yörede yetiştirilen
kavılca çok sağlıklı lifli bir tahıl türüdür.
Kars yöresinde
az üretilen pazara fazla giremeyen veya sınırlı miktarda giren yöre ürünümüz
sofralara gelinceye kadar oldukça zahmetli işlemlerden geçtiği için üretimi
durma noktasına gelmiştir, organik ürün olan kavlıca, kıvılca-kavlıca olarak da
bilinmektedir. Bir çeşit esmer buğday türü olan kavlıca ekmek yapımında da
kullanılmaktadır. Daha çok yüksek ve ıslak alanlarda yetişin kavılcanın birçok
türü vardır. Mantar hastalıklarına dayanıklı kavlıca, ilk evcilleştirme alanı
Şanlıurfa olmasına rağmen Türkiye’de daha çok Kars bölgesinde yetişmektedir. Geleneksel
ekmeklerin yapımında kullanılan kavlıca ekmeğe çok lezzet katmaktadır. Bazı
ülkelerde özellikle de İtalya’da makarna buğdayı olarak da kullanılan kavlıca
eski çağlardan beri tarımın gelişme sürecinde (özellikle Eski Mısır’da)
üretilmiştir.
Başak taneleri siyez gibi kabuklu olup fakat ondan iri ve
parlak olan, bulgur yapmaya yarayan bir çeşit buğday olarak da
tanımlanmaktadır. Anadoluda yetişen en eski esmer buğday türlerinden biri olan
gernik, dünyanın birçok ülkesinde önemli bir buğday türü olarak
üretilmektedir. Zeyrek, ziyezi, cıbıl
arpa olarak da söz edilen kavılca, genetik materyali yok olmak üzereyken bazı
çitçiler, kooperatifler ve dernekler tarafından yok olmaktan kurtarılarak
tekrar yaygın bir şekilde ekimi yapılmayan başlandı.
Gluten oranı düşük olduğundan diğer buğday türlerine göre
daha sağlıklı olduğu konusunda fikirler ileri sürülse de buğdayın bütün çeşitleri olduğu
gibi kavılcanın da buğday alerjisi ya da çölyak hastalığı olanlar
için muhtemelen uygun olmadığı
düşünülmektedir. Ancak bu konuda Bedesten Peynir
çalışmalarını sürdürmekte ve kavılcanın çölyak üzerine faydalı olup olmadığına
ilişkin araştırmaları yakından takip etmektedir.
DNA ve genetik çalışmalarına göre tarih öncesi çağlarda
(M.Ö.9800-8800) Türkiye’nin Şanlıurfa yakınlarında ilk
olarak evcilleştirilmeye başlanan kavılca ile ilgili birçok söylence mevcuttur.
Çanakkale’deki bir söylenceye göre, kıtlık senesinde yok olmuş olan tohumlarına
karınca yuvalarını eşeleyerek ulaşan köylülerin tekrar bu tohumları ekerek elde
etmişlerdir. İnsanoğlu’nun doğayı tahrip ettiği, tarım alanlarının yok edildiği
ve bitki türleri ve buğday türlerinin de bu yok oluştan nasibini aldığı
günümüzde azıcık tohumdan tekrar ambarlar dolusu kavılca elde edilmiş olması
çok sevindiricidir. Tüm bu iyi gelişmelere rağmen, bir zamanlar insanoğlunun
esas buğdayı olan kavılcanın günümüzde henüz marjinal bir ürün olmaktan
kurtulamadığı söylenebilir. Oysa doğanın bugün geldiği noktada türleri marjinal
hale getirmek değil de onların alt türlerin oluşması gerekliydi. Oysa tam tersi
bir durumla karşı karşıyayız. Hidro elektrik santralleriyle, eko-çeşitliliğin
zengin olduğu yerlere kurulan turistik tesislerle, atıkları zararlı sanayi
tesisleriyle, sera gazları ve egzoz gazıyla, böcek ve yabancı ot mücadelesinde
kullanılan ilaçlarla biyo-çeşitlilik her geçen gün azalmaktadır.
“Bir türü kurtarmak dünyayı kurtarmaktır” felsefesinden
hareketle, kavılcanın tanıtımının yapılması, sevdirilmesi ona kolay
ulaşılmasına bağlıdır. Bu bağlamda kavılca ekim aşamasından, bakım ve hasat
aşamasına kadar olan dönemde üreticilerle yakın irtibatta geçilerek izlenmekte,
hasat zamanı harman yerine bizzat gidilerek sağlıklı, hijyenik, kabuklarından,
kılçıklarından tam ayrılması sağlanarak, kalitelisinden seçilerek plastik ve
kimyasal olmayan kanefiçe çuvallara doldurulmaktadır. Burada amaç, ürünü ilk
üretildiği yerde görerek, içerisine yabancı maddelerin karışmasını önleyerek,
koşulların sağlıklı olup olmadığını denetlemek ve harmandan sofraya sağlıklı
bir ürün ulaştırmaktır.
Aynı zamanda hayvan yemi olarak kullanılan olsa
kavılcanın genellikle ana kullanımı,
insan gıdasıdır. Başta Türkiye olmak
üzere, diğer kavılca yetiştirilen alanlardaki Etnografik kanıtlara göre geleneksel ekmek
tat ve doku standartlarına göre
değerlendirildiğinde iyi ekmek yapımında
önerilmekte ve antik mısırda da bu ekmek örneğine
rastlanmaktadır. Mısır'da. Kavılca ekmeğinin yaygınca
tüketimi bu etnoğrafik kanıtları destekler nitelikte olup, benzer durumlar
İsviçre'de de mevcuttur. İtalya'da,
tam tahıllar tüm süpermarket ve bakkallarda bulunabilmekte, kavılca ekmeğinin bulunduğu bölüm
“Farro bölümü” adı altında ayrıca sergilenmektedir. Ekmeklik buğdaydaki lif
oranından daha yüksek lif oranına sahip olması kavılca’yı daha tercih edilen
bir ürün haline getirmekte, daha sağlıklı olduğu için kavılca ekmeği Avrupa’nın
bazı ülkelerinde daha çok pazar bulmaktadır. Çünkü kavılca ekmeğinin yüksek lif
oranı nedeniyle, şişmanlatmadığı üzerine fikirler mevcuttur. Hatta Almanya’nın
Bavaria eyaletinde kavılca’dan bira üretilerek eko-bira (Emmerbier) olarak
satılmaktadır.
Lahana sarması, süt çorbası, bulgur pilavı yapımında da kullanılan kavılca, haşıl, bulgur pilavı ve yarma çorbasına da katılır. Kavılca bulguru katılarak yapılan pilavlar kaz etinin yanında servis edilen vazgeçilmez yemeklerden biridir.
Çevrildiği Kaynaklar: http://www.faculty.ucr.edu/~legneref/botany/majcerea.htm